Bu senenin teması: DEĞİŞİM.
Murat
(Nejat Murat Erkan - PMI Türkiye
İletişim Direktörü ve PY Zirvesi Proje Yöneticisi) “Serdar abi, konuşmacılarımızdan biri de sen olursan çok sevinirim!”
dedi, akan sular durdu, bu garip de kendini böyle önemli bir organizasyonda ‘son konuşmacı’ olarak buldu.
Aslında bu
senaryoda ‘garip’ ben değilim, bir
cumartesi öğleden sonra, Boğaz kenarında oturup çayını içeceğine beni
dinleyenler ama, uyandırmayın!
‘Son konuşmacı’ lafını duyunca, benim
gazetedeki çocuklar çok güldüler:
- Son ütücü gibi
bir şey mi oluyo’ bu abi? Wu ha ha!
Allah’tan ‘son kafa ütüleyici’ esprisi akıllarına
gelmedi de, ya da geldi ama yemedi de, ses etmedim. Şu kadarını hatırlatmakla
yetindim:
“Burcu’nun (Özçelik
Sözer) yaptığı haberi unuttunuz mu? Şöyle diyordu haberde: ‘... son ütücüler
tekstil piyasasının en çok aranan elemanlarındandır. Görevleri ürünün
paketlenmeden önce son ütüsünü yapmaktır. Üründe varsa hataları görüp geri
gönderirler. Ürüne son şeklini veren (ve son kalite kontrolünü yapan) son ütücüler
olduğu için yaptıkları iş şüphesiz çok önemli. Onlar ürüne estetik katan
insanlardır aslında. Ne der meşhur halk deyişi? “Elbiseyi gösteren ütüdür.”
Tabii bu son deyimi
duyunca iyice koptular, lafın gerisini getirmek mümkün olmadı...
*
Son konuşmacı
olarak varsa ufak tefek hataları düzeltmek, zirveye son şeklini vermek, son
kalite kontrolünü yapmak bana düşmez de; iki günlük bu verimli görüş
alışverişinde benim de tuzum olması fikri beni çok heyecanlandırdı.
Ben de bu vazife
bilinci ve gazla... pişmiş aşa su katmak, ortalığı karıştırmak, konuyu
saptırmak, dinleyicilerin sabrını taşırmak fırsatını kaçırmadım.
Eeee, bile bile
çağırdılar beni!
*
Şaka bir yana...
Bu çok önemli
(proje yönetimi konulu) zirvede - neden bence çok önemli, önce onu söyleyeyim,
çünkü biz Türkler ‘organizasyon özürlü’
bir milletiz. Hep derim ya ‘Türkçe’de
organizasyon kelimesinin karşılığı yoktur, çünkü Türkler’in kafasında böyle bir
kavram yoktur ki, bunu ifade edecek bir kelimeye ihtiyaç duysunlar!’ Proje
ve asıl değişimin yönetimi, Türkler’i ‘organizasyon’
(ve hatta bir sonraki adımı, koordinasyon) ile tanıştırdığı ve bir yöntem
önerdiği için çok önemli.
Evet, bu çok önemli
zirvede, onca akademisyen, eğitmen, yöneticiden sonra, zurnanın son değili
sıfatıyla, proje yönetimi ve değişim konusunda şeytanın avukatlığını yapmaya
çalıştım.
Mesela, Türkiye’de
değişim konusunda en yaygın stratejiler şunlardır, dedim:
1- Hiçbir şey
değişmesin diye değiştirmek
2- Değişmezsen
değiştirirler
3- Hiçbir şey
yapmamak
4- Laf olsun diye
değişmek / değişir gibi yapmak
Ve aslında olması
gereken stratejiden söz ettim:
5- Dünyayı / hayatı
daha yaşanılır hale getirmek için değişmek.
*
Bana ‘büyük bir proje nasıl yönetilir, değişim
nasıl başarılır?’ diye sorarsanız, benden önce dinlediğiniz uzmanlardan
sonra, haddimi bilir ve susarım. Ama ‘büyük
bir proje nasıl kötü yönetilir, değişim nasıl ele yüze bulaştırılır?’
derseniz, size söyleyecek çok şeyim var, dedim. Mesela:
1- Bir numaralı /
en yaygın çuvallama sebebi ‘neyi niye değiştirmek istediğini bilmeden’ değişime
kalkışmak
2- Sonra, yukarıda
saydığım ve daha bismillah derken başarısızlığı garantileyen değişim
stratejileri
3- Ayağı yere
basmayan, umutsuz ve nafile projeler
4- Yönetici ve
çalışanların proje ve değişim yorgunluğu / bıkkınlığı / yılgınlığı / yalamalığı
5- Ama asıl ve
bütün ‘başarısızlık öyküleri’nin
ortak paydası: İNSAN
Değişimin değişim
olması için değişmesi gereken insandır. Ama en zor değişen de gene insandır.
Oysa biz Türkler,
birey olarak, aile / toplum yapısı olarak, eğitim sistemi olarak...
- birlikte
yaşamaya, birlikte hareket etmeye, birlikte başarmaya
- kendimizi, iş
yapış biçimimizi, yaptığımız işi ve aldığımız sonucu sağduyu ve serinkanlılıkla
sorgulamaya
- eleştirileri
dinlemeye
- ve değişmeye
hazır değiliz.
Biz (öz- dahî olsa)
eleştiriyi ‘küfür’ ve değişimi ‘zaaf ve mağlubiyet’ gibi algılarız.Hasılı biz de değişiyoruz değişmesine de, Banker Bilo filmindeki Maho’nun (Şener Şen) dediği gibi, “Değiştim, değiştim ama hele bi’ sor: Niye değiştim?”
Hürriyet-İK, 21.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder