Charles Aznavour’un bir şarkısı vardır, ‘Size,
yaşı 20’nin altında olanların bilemeyeceği bir çağdan söz ediyorum’ diye
başlar. (1)
Ben
de bugün size, yaşı 50’nin altında olanların bilemeyeceği ve fakat bilmesinde
(İsmet Paşa’nın dediği gibi) ‘sayılamayacak
kadar çok fayda bulunan’ bir şeyden söz edeceğim.Ders çıkaramasanız da (İlyas abinin sözleri bizim bir kulağımızdan girdi bir kulağımızdan çıktı zamamında) en azından, belki o yaşa geldiğinizde “Sahi bir zamanlar, neydi o adamın adı, Hürriyet İK’da yazardı; o bir gün dediydi de, gençtik anlamadık” diye beni anarsınız.
*
İlyas
abi, nur içinde yatsın, bizi etrafına toplar “Bak oğlum, unutmayın” derdi, “Patron
için iki çalışıyorsanız, bir de kendiniz için çalışın.”
Bu,
malı götürün, patronu soyun demek değildi. Mesainin üçte birini kendinize
harcayın demek değildi. İlyas abi dünyanın en namuslu işçisiydi.
Bu
“yarını düşünmeden haldır haldır
çalışmayın ; bu işin bir de yaşlılığı var” demekti. Kazası var, hastalığı
var, işsizliği var. Türkiye’de malum, emeklilere ölmeyecekleri kadar maaş
ödenir. Engelliler ya görmezden gelinir ya da sadaka gibi destek verilir,
demekti.
İlyas
abinin bu uyarısını destekleyen bir gerekçe daha sayacağım size.
Unutmayın,
gün gelir bir patrona, bir yöneticiye “Allah
belanı versin; işin de, maaşın da senin olsun!” deyip, kapıyı vurup…
gidememek, size çok koyar. (2)
Yaşınız
ilerlemiştir ama çalışmak zorundasınızdır. Bu yaştan sonra iş bulmak çok
zordur, imkansızdır. Yaşınız gelmişse bile, emekli maaşı size yetmeyebilir:
İhtiyaçlarınız fazladır, çoluk çocuk daha kanatlanıp uçmamıştır, yaşlınız,
hastanız vardır...
Yutkunup,
ciğeri beş para etmez adamlara eyvallah demek zorunda kalırsınız. Dersiniz de.
Ama bilin ki çok koyar.
Yaşama
özgürlüğü kadar; din ve vicdan özgürlüğü, yerleşme ve seyahat özgünlüğü, fikir
ve ifade özgürlüğü kadar… emin olun ‘Yeter
ulan!’ deyip gitme özgürlüğü de, insanlar için, çalışanlar için bir ‘temel hak ve özgürlük’tür.
Gün
gelir, bu özgürlükten mahrum kalır ve en çok da kime kızarsınız, biliyor
musunuz? Kendinize!
40
yıldır haldır haldır çalışıp ‘bunun
yaşlılığı da var’ diye düşünmediğiniz, kenara üç kuruş koyamadığınız, en
azından (çalışmak zorunda ya da arzusundaysanız bile) bir ‘b planı’ yapmadığınız için, kendinize nafile söversiniz.
Çünkü
ekonomik özgürlük olmadan, yukarıda saydığım özgürlüklerin hiçbiri olmaz; ‘çekip gidebilme özgürlüğü’ hiç olmaz.
(1) La Bohême
(2) Uzatmamak için söylemedim ama, çekip gitmeseniz bile, ilk işareti aldığınızda sesinizi yükseltebilmek, ‘Yooo, o kadar uzun boylu değil’ diyebilmek de bir özgürlüktür ve bazen gerekir. Ama bu da ‘gidebilme özgürlüğü’ne dayanır.
(2) Uzatmamak için söylemedim ama, çekip gitmeseniz bile, ilk işareti aldığınızda sesinizi yükseltebilmek, ‘Yooo, o kadar uzun boylu değil’ diyebilmek de bir özgürlüktür ve bazen gerekir. Ama bu da ‘gidebilme özgürlüğü’ne dayanır.
*
* *
* *
Exit training (çıkış/kaçış eğitimi)
nedir bilir misiniz?
Mesela
pilotlara verilen, denize düşen bir helikopterden çıkma eğitimi.
Yahut,
kapalı ve tehlikeli bir mekandan kaçma eğitimi. (Bildiğim kadarıyla bazı yakın
dövüş eğitimlerinde ‘exit training’
verirler ; bir kapalı yere girince, önce ‘gerekirse
buradan nasıl çıkarım, nasıl kaçarım’ diye bak ve plan yap, derler insana).
Tekne
batarsa, yahut yaşanmaz hale gelirse, hayatta kalmak için her zaman bir ‘exit plan’ınız olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder