Zaten en iyi dalgıç da sizsiniz, en güzel filmi de siz çektiniz.
Aferin size.
Üstelik o
kadar alçakgönüllüsünüz ki, bu yaptıklarınızı ne duyduk ne gördük…
(Tabii her zamanki gibi, kurumsal
şirketlerden değil bizim alaturkalardan söz ediyoruz, ezici çoğunluktan yani.)
Neyse,
cahilliğime verin, Amerika’yı yeniden keşfediyor diye gülün, ben gene de
söyleyeceğim.
*
CV’sini, Linkedln
hesabını incelediniz, referanslarını aradınız, sosyal medyadaki izlerini didik
didik ettiniz, iki üç kere de mülakate çağırıp sabrını ve sinirini test ettiniz
ve sonunda, genel müdürün karısının kankasının kızını işe aldınız…
Şaka şaka,
doğru iş için doğruya en yakın kimse onu bulup işe aldınız. Artık ne kadar
doğru tutturduysanız. Maaşta, yan haklarda, çalışma koşullarında ve asıl
yapılacak iş hususunda anlaştınız, el sıkıştınız.
Muhteşem bir
yöneticisiniz, süper bir İK’cısınız ve ne istediğinizi ve kimi aradığınızı çok
iyi biliyordunuz diyelim, bizim gibiler konuşur siz yaparsınız, işe alım
sürecini de dört dörtlük yürüttünüz.
Gene de her
işe alım bir kumardır, bir zardır, düşeş gelme ihtimali 36’da birdir. Bilgi ve
objektivite eksikliği mutlaka olacaktır.
İşe giren
personel için de durum aynı. Kendini ne kadar doğru tanıttı? Zaten kendini ne
kadar doğru tanıyor? Ne kadar bilinçli, objektif ve doğru karar verdi? Şirketi
ne kadar tanıyordu? Kendinden bekleneni ne kadar iyi anladı? vs vs…
Her
halükârda, ilk yıllar iki taraf için de bir bilinmezlik, bir deneme, bir
tanışma sürecidir.
Ne kadar
sürer? İşine göre, kişilere göre, şartlara göre, bir sene, iki sene...
Ben olsam
(bakınız yazının giriş bölümü) bu sürenin sonunda çok açık ve dürüst bir
ara-bilanço çıkarmak için çalışanı karşıma alırım:
·
Biz
seni bu geçen sürede şu şekilde tanıdık, şöyle değerlendirdik. Artıların şunlar,
eksilerin bunlar. Şu şu açılardan beklediğimizi, şu şu açılardan
beklediğimizden azını / çoğunu bulduk. Yanılıyor da olabiliriz, en azından
algımız bu.
·
Şimde
seni dinleyelim. Sen de bekliyordun, ne buldun?
Ardından,
dışarıdan ve yeni bir göz olarak :
·
Bu sürede
yaptığın iş olarak, iş yapma yöntemlerin ve şirketin yöntemleri olarak sence değiştirmemiz,
yapmamız gerekenler neler?
Başka şeyler
de konuşulur (konuşuluyordur) elbet, uzmanlar daha iyi bilirler.
Bu görüşmenin
sonunda, İK ve yönetim (personelle çalışan diğer birimlerin de görüşlerini
alarak) yeniden bir durum değerlendirmesi yapmalı, söz konusu personelle yola
devam edecek miyiz? edeceksek çalışan doğru yerde ve mevkide midir ? onu farklı
bir yerde ve konumda değerlendirebilir miyiz? verdiğimiz ücret (şu kadar
sürenin sonunda adam gibi tanımaya başladığımız bu personel için) doğru ücret
midir, değiştirmeli miyiz? vs.
Bu
değerlendirmenin sonucu, ikinci bir toplantıda gene çalışanla paylaşılmalı. Aynen
devam veya bir değişiklik düşünülüyorsa (ki bence maaş, yan haklar ve çalışma
koşulları sembolik de olsa mutlaka gözden geçirilmeli), çalışana anlatılmalı,
görüşü alınmalı, tepki ve önerilerine göre gerekirse düzeltmeler yapılarak her
iki tarafın da içine sinen ve artık daha sağlam ve kalıcı bir işbirliği sürdürülmeli.
(Olmadı hemen yollar ayrılmalı.)
Bu safhada İK
ve yönetim, personelle ilgili eğitim vb programları yapmalı ve (ne kadarını kendisiyle
paylaşacağına karar vererek) çalışanın - bu andaki - olası kariyer planlaması
yapılmalı.
*
Tamaaam, peki
peki anladık. En güzel mülakatı siz yaptınız, en iyi çalışanı siz kaptınız, en doğru
ücreti de siz ödersiniz!
Siz
neymişsiniz be ablalar abiler, tamam da…
Siz bu kadar
süper, yaptığınız işler de mükemmelken, neden bir türlü ‘olmuyor’ acaba?
*
* *
* *
Kimi (aslında hemen bütün) İK’cılara
sorumdur
Hanidir
aklımda bu soru: İK’cılar, mesela gazete söz konusuyla benim gibi bir
muhabirden, bir meşrubat fabrikasıysa bir pazarlama çalışanından, bir bankaysa
veznedeki personelden… hasılı İK’cılan neden diğer çalışanlardan daha çok
‘şirketin sahibi’ olsunlar ki? Arkadaşım sen neden bu şirketin ‘benden çok
sahibi’ olasın ki? Neden böyle bir vehim sahibisin? Bu senin bana bakışını, benimle
ilişkilerini olumsuz etkiliyor, farkında mısın?
Hürriyet-İK,
07.06.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder