19 Nisan 2015 Pazar

Hiç kimseler


Geçen hafta gripten 2 gün yorgan döşek yattım. Gözümü açabildikçe, kardeşimin 24 saat önce ‘Bunu okumamışsındır’ diye verdiği Kucaklaşmanın Kitabı’nı okudum. İki günde ancak bitirebildim. Yaşamın ya da askerî diktatörlüklerin ayırdığı insanların yeniden buluşma, kucaklaşma heyecanını anlatıyor. Zor günlerin pekiştirdiği ve kıymetini arttırdığı dostlukların, sevgilerin gücünü. Bu ayrılıkların arasında elbette ölüm de var. Ancak Güney Amerika’da ölüm doğal olduğu kadar doğaüstüdür de.
Gleano kitabının sonlarında şöyle diyordu:

Ben artık yok olduğum zaman da rüzgâr var olacak ve var olmayı hep sürdürecek.
Akşamın bir saati kitabı bitirdim, başucuma koydum, o anda bir tweet uyarısı geldi:

Uruguaylı gazeteci-yazar Eduardo Galeano öldü.
*
Kucaklaşmanın Kitabı’nda ‘hiç kimseler’den de söz ediyor Galeano. (Aslında Güney Amerikalı aydınlarla birlikte kitabına konu ettiklerinin çoğu ‘hiç kimseler’dir bu eserinde.)

Pireler, kendilerine bir köpek almanın hayalini kurarmış; ‘hiç kimseler’ de yoksulluktan kurtulmanın hayaliyle yaşarlar, diyor Galeano. Bir gün şanslarının döneceğine inanırlar; ama ne kadar dua etseler boşuna, sol avuçları da kaşınsa, güne sağ ayaklarıyla da başlasalar, yılbaşında eski süpürgelerini atıp yenisini de alsalar (demek ki böyle bir inanç varmış Güney Amerika’da) nafile, şansları asla dönmeyecektir.
*
“Olabilecekken olmayanlar.
Dil değil lehçe konuşanlar.
Din değil kör inanç sahibi olanlar.
Sanat değil süs eşyası yaratanlar.
Kültürleri değil folklorları olanlar.
İnsan değil insansal kaynak olanlar.
Yüzleri değil kolları olanlar.
Adları değil numaraları olanlar.
Dünya tarihinin sayfalarına değil yerel gazetelerin zabıta sayfasına geçenler.
Canlarını alacak kurşuna bile değmeyen hiç kimseler.”


*
Kitabın son sözleri ise şöyle:

Rüzgâr, içimde ıslık çalıyor. Çıplağım. Hiçbir şeyin, hiç kimsenin efendisi değilim, kendi inançlarımın bile. Rüzgâra karşı duran, rüzgârın çarptığı şu yüzüm ben yalnızca; yüzüme çarpan rüzgâr da benim.
*
Bizim kuşağımızı Eduardo Galeano gibi fikirleri, söylemleri ve davranışları bir, dürüst aydınlar şekillendirdi.

Hiç kimseler’in sesi olma gayretimizin, rüzgâra karşı durmamızın, rüzgâr olmamızın sebebi onlardır.
Hatta gerektiğinde rüzgâra karşı işememizin de…

(*) Can Yayınları, son basım Nisan 2014 - Nihal Yeğinobalı’nın çevirisi
 
Hürriyet-İK, 19.04.2015
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder