Patronlar yanlış iş yapıyor.
Şirketlerin hesabı yanlış.
Üniversite yıllarında, yabancı ekonomi
basınında ‘Ey patronlar, unutmayın: Şirketinize hem genç kurtlar hem de ak
saçlılar lazım...’ diyen yazılara çok sık rastladığımı hatırlıyorum.
Genç kurtlar; yani iyi eğitimli, muhteris,
girişimci, dinamik ama yeteri kadar tecrübesi olmayan hatta biraz gözü kara
genç çalışanlar.
Ak saçlılar; yani iyi eğitimli, tecrübeli,
ihtirası törpülenmiş, tedbirli ama belki hızından bir nebze kaybetmiş, zamanın
biraz gerisinde kalmış görece yaşlı çalışanlar.
Şirketin hayalgücünü, girişimciliğini,
dinamizmini, cesaretini, savaşçılığını canlı tutmak, çağı yakalamak için
gençlere;
kazanımları muhafaza etmek, geçmişin
hatalarını tekrarlamamak, gençlerin tecrübe eksikliğini telafi etmek, hayatî
hatalar yapılmasını önlemek için görece yaşlılara ihtiyaç var.
Elbette ülkesine, sektörüne, şirketine göre
ve tabii zamanla değişen genç kurt / ak saçlı dengesine (= ‘altın oran’)...
Yıllar geçti, bu tavsiye ne güncelliğini kaybetti
ne doğruluğunu.
Hatta belki de, ak saçlıların varlığı bugün
daha da önemli hale geldi.
İnovasyon hızının arttığı, ürün ve hizmet
ömrünün kısaldığı, giderek daha büyük yatırımların giderek daha kısa zamanda
amorti edilmesi gereken, şirkete bağımlılığın arkaik hale geldiği, özellikle
genç çalışan devir oranının giderek yükseldiği günümüzde, bu sağduyu çağrısına
her zamankinden daha iyi kulak vermek lazım.
Bu satırları yazan arkadaşın da epeydir ‘ak
sakal’ yaşında olduğu göz önünde bulundurulursa, lazım değil, hayatî hayatî!
*
Birçok şirket ‘maaş makasını kapatma’
yalanıyla (*) eski ve eski-üst düzey çalışanlarına gizli maaş kesintisi
uyguluyor.
Kimileri görece yüksek maaşlı eskilerin
yerine, düşük maaşlı gençleri almayı ‘uyanıklık’ zannediyor.
(Kendimizi herkesten uyanık sanmamız,
uyanık olmak zorunda sanmamız adam olmamızın önündeki engellerden biri. Ayrı
konu.)
Birçok patron, sanki lütfen iş veriyormuş
gibi, çalışanın kulağına gidecek şekilde ‘beğenmiyorsa tutan yok’
buyuruyor.
Bu anlattıklarım için, mode deyimle ‘münferit
vak’alar’ denilebilir. Genellememek gerektiği doğrudur.
Ama kesin olan bir şey var ki, Türkiye’de
(de) yaşın ilerledi mi, bilgin ve tecrübenle baştacı edileceğine, dinozor
muamelesi görmeye başlıyorsun. Yönetimden ve diğer çalışanlardan yaşına,
kıdemine, şirkete verdiğin emeğe saygı (hatta biraz da itibar) beklerken, senin
‘idare edildiğin’ hissine kapılıyorsun.
Ama artık yeni bir maceraya atılacak
cesaretin yoktur.
Üstelik, belli bir yaştan sonra şirket
değiştirmenin, işsiz kalırsan iş bulmanın giderek zorlaştığını biliyorsundur.
Çünkü, açmaya yerim yok ama (belki başka
sefere) çalışma hayatında yaşı 40’ı, hele hele 50’yi geçenlerin yeni
teknolojilere, bunların iş yapma yöntemlerinde yarattığı değişime ve ‘Amerikan
taklidi’ sosyal ilişkilere ayak uyduramayacağı inancı yaygın. (Ben buna ‘dinozor
sendromu’ diyorum.)
İki ihtimal, ya her şeye rağmen mücadeleyi
sürdürüyorsun (ve şirketin ‘huysuz ihtiyarı’ olmaya doğru gidiyorsun);
ya da motivasyonun ve sonra verimliliğin düşüyor, ‘ne kadar ekmek o kadar
köfte’ciler safına katılıp emekliliğini bekliyorsun.
Ama asıl şirket kaybediyor, patron
kaybediyor.
*
Onun için diyorum ki, yanlış hesap
yapıyorsunuz. Külliyen yanlış yapıyorsunuz.
40’lı, 50’li yaşlardaki çalışanlara
kapılarınızı değil kapamak, sonuna kadar açın.
Yarın en önemli sermayenizin insan ve kaynak ve zaman israfını önleyen en önemli faktörün tecrübe olduğunu
anlayacaksınız.
Değişim hızlandıkça dünün bilgi ve
tecrübesini yarına aktaracaklara ihtiyaç - zannedildiğinin aksine - artacaktır.
Gene çok uzak değil yarın fırtına
patlayınca, hayatta kalmak için serinkanlılık, bilgi ve tecrübeye muhtaç
olacaksınız.
Bugün ihtiyacım yok sanarak yüz
çevirdiğiniz ak saçlıları, burun kıvırdığınız adayları yarın çok
arayacaksınız.
‘Altın oran!’
Bu lafı unutmayın!
(*) Hükümet gerçek enflasyon oranını
saklıyor. Bu yalana inanmak şirketlerin de işine geliyor. Çünkü çalışanlarına
resmî yani yalan enflasyonu baz alarak zam yapıyorlar. Yani gerçek enflasyonun
altında zam yapıyorlar. Üstelik ‘maaş farklarını azaltmak için yüksek
maaşlara az, düşük maaşlara çok zam yaptık’ ayağına, düşük ücretlilere
yaptıkları zammı da görece yüksek maaşlılara ödettiriyorlar.
Hürriyet-İK, 13.07.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder