30 Temmuz 2012 Pazartesi

Leadersheep



Hürriyet'in haberi 'Koyunlar koyun değilmiş' diyordu (25 temmuz) :

Halbuki haberin orijinali tam tersini söylüyordu:

Koyunların aslında ‘koyun gibi’ hareket etmediği ortaya çıktı. Koyunların sürü içindeki davranışlarını araştıran Londra Üniversitesi uzmanları, koyunların sürü güdüsüyle hareket ettiği teorisini yıktı.
Saldırıya uğrayan koyunların düzensiz şekilde sağa sola kaçışmak yerine (avcıya yakalanma olasılığını azaltmak için) sürünün ortasına dalmaya çalıştığı zaten biliniyordu. Biliminsanları GPS aleti kullanarak bunu belgelemişler. Yani koyunların sürü güdüsüyle hareket ettiklerini ispat etmişler.
Haberi yapan meslektaşım atmayı düşündüğü esprili başlığa gerekçe bulmak için bir de yorum katmış araya:
“... koyunların aslında hayatta kalma içgüdüsüyle (hareket eden) son derece ‘bencil’ hayvanlar olduğunu ortaya çıkardı.
Demek ki koyunların diğerkâm yani başkalarını düşünen hayvanlar olduğunu sananlar da varmış.
*
Oysa koyun koyundur. Binlerce yıl önce evcilleştirildiğinden beri sürü halinde yaşar.
Hayvanlar âleminde henüz ileri demokrasi olmadığından, koyunları içlerinden bir koyun yönetecek değildir elbet; her sürünün bir çobana ihtiyacı vardır.
Koyunun, nereye gideceğine, ne yiyeceğine içeceğine, ne yapacağına çoban karar verir.
Bunu yaparken de, tabii ki sadece ve sadece sürünün iyiliği için, her çobanın bir veya birkaç köpeği vardır.
Koyundan beklenen zekasını kullanması, inisiyatif alması değildir; bunları çoban halleder.
Koyundan beklenen bırakıldığı yerde otlaması, bol bol yavrulaması, sütünü sağdırması, yününü kırptırmasıdır.
Önünde çobanı, ardında çomarı, sürünün arasında kendini emniyette hisseden koyun, zaten bir koyun kadar olan özgür iradesine hiç ihtiyaç duymaz.
Zaten koyunun ‘bireysel iradesinin’ bir anlamı ve yaptırımı yoktur.
Adımlarını ve hareketlerini ‘öteki koyunlara’ yani sürüye uydurur.
Koyun ancak bir sürüye ait olduğu zaman, kendini bir sürünün parçası olarak hissettiği ve sürüyle birlikte hareket ettiği zaman rahat eder.
Niye diye sormadan, herkes ne yaparsa taklit etmesi yeterli ve menfaati gereğidir. Zaten aksi halde çobanın köpekleri müdahale ederler.
Çobanın peşinden gitmek ve diğer koyunlarla yani sürüyle birlikte hareket etmek koyunu düşünmekten yani beynini geliştirmek zorunluğundan da kurtarır.
Bu sayededir ki, otladığı ottan aldığı enerjiyi ete, süte, yapağıya dönüştürebilir.
(Bu arada sürü sahipleri sürüsüne sahip olmayı bilen çobanı ve çobana uysal, koyuna gaddar köpeği severler. Ama bu başka bir mevzudur.)
*
Bu düzenin doğal, doğru ve evrensel bir düzen olduğu muhakkak ki, kimi kutsal metinler sık sık koyuna ve çobana gönderme yaparlar.
Neysi ki aynı kutsal metinler Tanrı’nın insanı kendi suretinde yarattığını da söylerler.
Halimize şükredelim... ya koyuna benzeseydik!

Hürriyet-İK, 29 temmuz 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder