13 Ocak 2013 Pazar

Sakın bu soruları sormayın sonra sizi gazeteci sanırlar

Hükümet, bireysel emekliliği desteklemek için yeni bir uygulama başlattı. Eskiden bireysel emeklilik priminin bir bölümü gelir vergisinden düşülebiliyordu. 1 Ocak’tan itibaren inandırıcı olmayan gerekçelerle bu sistem değişti ve vergi indirimi yerine devletin sisteme girenlere katkı yapacağı müjdelendi.

Ekonomi sayfalarındaki haberler ‘Devlet istisnasız herkese % 25 katkı yapacak. Emeklilik faizden çok kazandıracak.’ diyordu.

• Kendi sigortalısına, yani eski SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı (yeni Sosyal Güvenlik Kurumu) emeklilerine utanılacak bir emekli maaşını reva gören devlet (*), ne yüzle özel bankaların kurduğu bireysel emeklilik fonlarına vatandaşın vergileriyle destek veriyor diye soran yok.

• Devlet özel bankalara (ve belki de Türkiye’ye girmek için bu uygulamayı bekleyen yabancı emeklilik fonlarına) teşvik verecek parayı bulabiliyorsa, niye SGK’ya aktarmıyor, niye adam gibi bir emeklilik sistemi kurmaya çalışmıyor?

• Bireysel emeklilik için para ayırabilen vatandaşlara devletin katkı yapması, bu imkana sahip olmayan fakir fukaraya karşı haksızlık ve ayrımcılık değil mi? Asgari ücretlinin üç kuruş gelirinden kesilen vergilerin imkanı olanların emekliliğini yahut özel bankaların fonlarını desteklemek için kullanılması yasal mı, meşru mu?

• ‘Devlet herkese % 25 katkı yapacak’ demek, 100 lira yatırana 25 lira, 100 bin lira yatırana 25 bin lira katkı demek, değil mi? Değil. Devlet katkısı yıllık asgari ücretin % 25’iyle sınırlı. 2013’te üst sınır aylık 250, yıllık 3.000 TL. Yani 100 bin TL prim ödeyen % 25 değil, % 3 katkı alacak. Hasılı herkese % 25 katkı lafı yalan. ‘Devlet bireysel emeklilik sistemine girenlere yıllık 3.000 TL’ye kadar katkı yapacak’ derler buna. Maksat vatandaşı kandırmak değilse elbet.

• ‘İstisnasız herkes’ dedikleri de, ‘bireysel emeklilik sistemine gidenlerden ayda 1.000 TL’ye kadar prim ödeyenler’ demek aslında. Peki Türkiye’de acaba kaç kişi, çoluğunun çocuğunun geçimini temin ettikten, varsa resmî sigorta primini ödedikten, asgarî tasarrufunu sağladıktan, asgarî yatırımını yaptıktan sonra, bir de üstüne bireysel emeklilik için para ayırabilir? Herhalde ekonomi sayfalarının dediği gibi ‘istisnasız herkes’ değil.

• Hürriyet’in bir ekonomi yazarı, % 25’i cepte farz ederek ‘Yüzde 25 getiri bugün hiçbir yatırım aracında yok’ diyordu. Doğrudur, aylık 1.000 TL’ye kadar emeklilik primi ödeyenler için % 25 ekstra prim söz konusu. Ödenirse elbet. Maksat küçük tasarruf sahiplerini desteklemek olsa, itirazım yok. Tabii ki söz konusu devletin, önce tasarruf yapma imkanı olmayan, değil tasarruf, geçimini temin edemeyen gerçek fakir kesimin sosyal güvenliğini temin etmiş olması kaydıyla. Türk devleti bu görevini yerine getirmiş midir?

Bireysel emekliliğe girebilen azınlığın günü geldiğinde emekli olup parasını alabilmesi ve devletin söz verdiği katkıyı sürdürmesi de ayrı bir konu elbette.

Eski bir yazıda 'devletin, temel görevlerini özelleştirme hakkı yoktur. Yoksa... Sağlık gitti, eğitim gitmek üzere, güvenlik ve adalet de sırada' diye yazmıştım. (Eğitimin Millî’si nerede kaldı? 9 Ekim 2011) Doğrusu emekliliğin özelleştirilebileceği ve devletin bunun için teşvik primi ödeyebileceği aklıma gelmemişti.

Böyle giderse Türk Devleti’nin fonksyonu, vatandaştan zorla vergi almak, sesini yükseltenlerin üstüne polis ve asker salmak, savcılarla suçlayıp hakimlerle mahkum ettirmek ve gardiyanlarla hapiste tutmaktan ibaret olacak.

(*) Türkiye’nin emeklilik ayıbı konusunda bakınız Hürriyet İK 3 Ağustos 2008, 10 Temmuz 2011, 8 Nisan 2012

Hürriyet İK, 13.01.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder