6 Eylül 2015 Pazar

Büyükşehri sev betonu koru

François Maret'nin blogundan araktır : http://www.francoismaret.ch/

Hani diyoruz ya “Büyükşehirlerde insanlar çok asabi (o da ‘asabi’ değil zaten ‘asaaabii’), her an kavgaya hazırlar...” Bunun en görülür olduğu yer de elbette İstanbul’un insanı deli eden trafiği.

(Aslında bu konuda sebep-sonuç ilişkisi müphem. Daha doğrusu bir kısır döngü, bir beterleşme söz konusu. Kural tanımayan, ilkel, egoist, karşısındakinin hakkına saygısız hatta mütecaviz olan kötü İstanbul sürücüleri trafiğin canına okuyor, ve trafik içinden çıkılmaz hale geldikçe daha da zıvanadan çıkıyor ve bu da trafiği... vs, vs!)
Lafı uzatmadan evvel diyordum ki, büyükşehir insanları kafayı yemiş durumda. Uzmanlar, benden daha bilimsel konuşmak durumunda oldukları için ‘büyük şehirler insanların akıl sağlığını olumsuz etkiliyor ve özellikle anksiyete ve depresyona sebep oluyor” diyorlar.

Ancak (kalabalık, trafik, ulaşımda kaybedilen zaman gibi şiddetle muhtemel varsayımlar dışında) büyük şehirlerin akıl sağlığına neden olumsuz etki yaptığı bilimsel açıdan bilinmiyor.
Amerikalı araştırmacılar işte bu konuda bir ipucu bulmuşlar.

Kaliforniya’da kadınlı erkekli 38 deneği 2 gruba ayırmışlar. Birinci grup şehrin göbeğinde, ikinci grup ise kırsalda 90 dakikalık bir yürüyüş yapmış. Birinciler gezintinin bir işe yaramadığını, ruhsal durumlarında bir değişiklik olmadığını söylerken, ikinciler ‘negatif düşünceleri kafamızdan attık’ demişler.
Tabii bilimsel araştırma bu kadarla sınırlı değil. Deneklerin beyin MR’ı da çekilmiş ve görülmüş ki, doğada gezenlerin beyninde subgenual prefrontol korteks (hı?) bölgesinin faaliyeti, şehirde gezenlerden çok daha düşük. Kafamızda evirip çevirdiğimiz karamsar düşünceler, endişeler, beynin bu bölgesini harekete geçirirmiş.

Kötü düşünceleri sürekli kafada evirip çevirmek (yani ‘kurmak’) mental sorunların başlıca sebeplerinden biri imiş.
Amerikan National Academy of Sciences’ın dergisi Proceedings’te yayımlanan bir  bilimsel makalede bu önbulguları değerlendiren uzmanlar diyorlar ki, ey büyükşehirliler, bırakın antidepresana servet yatırmayı (bunu ben ekledim), doğada bir güzel yürüyüş yapın, aklınızdaki olumsuz düşüncelerden kurtulun.

Cümle aynen şöyle:
Bu araştırma doğada geçirilecek zamanın insanın akıl sağlığına iyi geldiği şeklinde bir ipucu verirken ; hızla kentleşen dünyamızda, şehir ortamında erişilebilir doğal alanların (yeşil alanlar, sulak alanlar demek istiyor) akıl sağlığı açısından hayati bir önem taşıdığını da gösteriyor.

*
Demek ki güleryüzlü, ağırbaşlı, sağduyulu Türk köylüsünün İstanbul’a gelir gelmez canavara dönüşmesinin bir sebebi de budur. Çünkü beton ruh sağlığını bozar...

Demek ki büyükşehirlerde mezarlıklar dışında yeşil alan komayan iktidarın şimdi de Çamlıhemşin’e Ayder’e, Ardeşen’e asfalt dökmeye yemin etmesinin bir sebebi de budur. Çünkü akıl sağlığı yerinde seçmen, iktidar için bir tehdittir...

Hürriyet-İK, 06.09.2015
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder