28 Aralık 2013 Cumartesi

Amanın…





BUGÜN size, işimizi yapmaya çalışırken ayağımıza dolanan, üstümüze sıçrayan, patronların zaaflarından faydalanarak şirketlere bulaşmış bir takım pisliklerden söz edecektim, ama şurada yeni seneye iki gün kaldı, midenizi kaldırmaya kıyamadım. Geçen hafta bal arılarını yazdık, bu hafta da bağırsak kurtlarını yazmayalım artık. Ayrıca, her kurumda en az bir iki örneği bulunan bu kifayetsiz muhterisleri konu edip sevindirmeyelim durup dururken.

Onun yerine size, İK mesleğinin yüz akı (vardır vardır, hem de çok vardır; kötü örneklere takılıp kalmayın) bir arkadaşıma teşekkür ederek, 2013’ten ve 2014’ten söz edeceğim. Yıllardır, senenin son haftası, insan kaynakları uzmanı arkadaşım Binnur Zaimler, eksik olmasın, Hürriyet İK okurları için ‘paralel’ uzmanlığını konuşturur ve bir astrolog gözüyle bize yeni yılı değerlendirir.

*

Aktivistler çoğalacak

2013’le ilgili yazdıklarıyla, astrolojiyle arası olmayan Serdar’ı bile – neredeyse – ikna etmeyi başardı.

30 Aralık 2012’de şöyle diyordu mesela:

Binnur Zaimler
“Hayatımızda tutunduğumuz maddî ve manevî değerler türbülansa giriyor. (…) Bizi güvencede hissettiren ne varsa, sarsılabilir. (…) Dünya 2013’te daha fazla girişimci, daha fazla aktivist görecek. (…) Dünya düzeni üzerinde giderek etkili olan aktivistlerin, artık terörist olmadıklarını, aksine çocuklarımızı bazen bizden daha fazla düşündüklerini şimdi biliyoruz. İşyerinde yeniliğe fırsat verirseniz, o sizi kucaklayacak. Aksi halde sizi biraz silkeleyecek. Birkaç sene boyunca hükümetlerin, şirketlerin iflasını görebiliriz.”

Nasıl, müthiş değil mi?

*

Aynı yazıda Koç Burcu için (ki ben pek Koç’a benzemem aslında) şöyle diyordu:

“UYAN! Zincirlerinizi henüz kırmadıysanız ve birkaç senedir aynı yerde çalışıyorsanız, oldukça yıpranmış olabilirsiniz. Bazen talimatları, statükoyu hiçe saymak, bazen de bir işe girip para kazanmakla, ya da girişimci olmakla özgürleşmeniz mümkün. Herkese hakkını vermeye dikkat edin.”

2013’te de uyanamadım. Beni, işim değil, yazının girişimde sözünü ettiğim şeyler yıprattı. Talimatlarla, statükoyla (ve bunları şahsî menfaatleri için kullanan bürokrat kafalı yöneticilerle) oldum olası aram yoktur. Ecevit’in dediği gibi ‘Bedelini ödemeyi göze alanlar için, özgürlük her yerde ve her şartta vardır’ diyenlerdenim. Herkese hakkını vermeye gayret ettim, elimden geldiğince.
*
2014 yılı için her alanda ‘yeniden yapılanma yılı’ olacak, diyor.

Koç Burcu ile ilgili öngörülerindeyse, bir cümle midemi bulandırdı:

Yeni işlere başvurma zamanı.

Amanın!..
  

*
*   *


Les Trois Mineurs - Christian Leroy

“Kültürle uğraşan insan aç kalmaz sanmıştım!” *



Geçenlerde...

Zamanıdır

Unuttum hangi sefil üçkâğıtçıdır, Red Kit’le oynadığı Rus ruletini kaybettikten sonra sızlanır:

- Ben sana hile yapamayacağın oyunlardan uzak dur demedim mi!..

Hayat, kaybetmeye mahkûm olduğumuz bir poker olduğuna ve biz de hile yapmayı, kâğıt tutmayı beceremediğimize göre...

Artık kartları karmanın ve yeniden dağıtmanın zamanıdır...

... dedim ya size.

Constsant Malva isimli bir Belçikalı’nın ‘Paroles de mineur’ adlı bir kitabını okuyorum. Ben olsam bu kitabın adını ‘Madencinin söyleyecekleri’ şeklinde çevirirdim çünkü Malva bir maden işçisi-yazar. Hayatını toprak altında çalışarak kazanmış, bir yandan edebiyatla uğraşmış, okumuş yazmış, emekli olduktan ne yazık ki kısa bir süre sonra ölmüş.

Kitabın bir yerinde içindeki burukluğu, hayal kırıklığını şöyle ifade ediyor:

Kültürle uğraşan insan aç kalmaz sanmıştım!

Evrensel bir hayal kırıklığıdır.

Herhalde Fransa ile mukayese ederseniz Türkiye’de daha yaygındır.

Ve Malva edebi-kültürel hayallerini sanki bir sonsöz, bir vasiyetle noktalıyor:

Arkamdan ‘iyi yazmazdı belki ama doğruyu yazardı’ desinler isterdim...


                                                                                                                                 (*) Onpunto, 2007



Hürriyet-İK, 29.12.2013








1 yorum:

  1. Özellikle Binnur Hn'ın söyledikleri takdire şayan ama anlayana, affınıza sığınarak Constant Malva'yı hiç duymamıştım ama sözleri ders gibi kültürle uğraşacağımız yerde götürmekle uğraşan milletimizin hiç öğrenemediği bir ders...
    Hürriyet ilan

    YanıtlaSil