6 Aralık 2013 Cuma

Şans…sız bir yazı

Nedir, derseniz cevap veremem. Ama şans diye bir şey var.

Bir defa, insanlar hayata şanslı veya şanssız başlarlar. Hep aynı örnek ama, Bebek’te bir yalıda doğmakla, Hakkari’nin bir dağ köyünde doğmak aynı şey değil elbet. Sonra aile, çevre, eğitime erişim; zeka, akıl, yetenek… Bunlar, sizin elinizde olmayan, değiştiremeyeceğiniz ‘girdi’ler.

Sonra, ömür boyu şansı iyi giden insanlar vardır.

Madem ki iş / çalışma hayatından söz ediyoruz, gene iş adamlarının en babasından örnek vereyim.


John D. Rockefeller (1839-1937) için ‘tarihin kapısı bir an için açıldı; John da tam o sırada kapının önünden geçiyordu’ derler. Buna ‘talihin kapısı’ da diyebilirsiniz.

Neydi Rockefeller’in şansı?

Doğru zamanda + doğru yerde + doğru adam oluşuydu. 

Doğru zamanda: Yani ABD’de (ve dünyada) ilk petrol kuyularının açıldığı yıllarda;

Doğru yerde: Yani ABD’de (ve dünyada) ilk petrol kuyularının açıldığı Titusville’e sadece birkaç saat mesafede yaşayan;

Doğru insan: Yani elinde sermayesi, sağlam bir iş tecrübesi ve güçlü bir çevresi olan, yeni iş imkanları arayan, son derece muhteris ve başarılı bir iş adamı oluşudur.

Rockefeller gerçekten çok başarılı bir iş adamıdır. (Çok başarılı iş adamlığı her zaman alkışlanacak bir şey değildir, ama konumuz bu değil.) Petrol işine girmeseydi de, mutlaka çok zengin olurdu.

Ama ‘ilk dolar milyarderi’ ve ‘gelmiş geçmiş en zengin iş adamı’ olamazdı herhalde.

Bu iki sıfatı, ‘Albay’ Drake’in ilk kuyusundan 150 sene sonra hâlâ dünya ekonomisinin en büyük sektörü olan petrole borçludur.

*

Tamam, JDR doğru zamanda, doğru yerde, doğru adam olarak daha işe başlarken çok şanslıydı. Ama sonra da talihi hep iyi gitti.

Mesela Thomas A.Edison’un icat ettiği ampul, gaz lambasının yerini alırken, Edison fabrikalarının eski bir mühendisi olan Henry Ford’un ürettiği otomobiller sayesinde petrolün ‘dünyanın en önemli ve stratejik ham maddesi’ haline gelivermesi, Rockefeller’in ne kadar şanslı olduğunu gösterir.

Evet, John çok kısmetliydi, ama Allah için, şansını her zaman çok iyi kullandı.

*

Size bunları niye anlatıyorum.

Şunu söylemek için: İş hayatında – keza çalışma hayatında – başarılı olmak için bilgi, yetenek (ve bazen çok çalışmak) şart. Ama bir o kadar da ‘şans’ gerekli.

İyi bir şirkete, iyi bir patrona, iyi bir yöneticiye denk gelmek büyük bir şanstır, mesela. Aksi olursa... neyse, o konuya girmeyelim.

İyi bir zamanda, doğru bir yerde bulunmak da öyle.

Ama lafı uzatmadan şu kadarını söyleyeyim:

Burada tanımladığım anlamda şanslı olmak veya olmamak sizin elinizde değil. Lakin...

(1) Önünüze çıkan fırsatı yakalamak için uyanık ve hazırlıklı olmalısınız. Yani şans, onu kovalayana güler. (Kötü bir örnek olacak ama, piyango bileti almaz, aldığınız bileti nereye koyduğunuzu hatırlamazsanız, büyük piyangoyu kazanamazsınız.)

(2) Bununla da yetinmeyip, kendi şansınızı kendiniz yaratmaya çalışmalısınız. İş hayatına atılırken (kolay değil ama) geleceği olan bir sektörü, geleceği olan bir departmanı seçmeye çalışmak; sektörünüzdeki değişimleri iyi izleyip ona göre hareket etmek vs şart.

Amerikan çok satan kitaplarına benzeyen bu kötü yazıyı niye yazdığımı da anlatacağım ama, yerim kalmadı. Artık haftaya...

Şu kadarını söyleyeyim:

Perşembe günü bir telefon geldi: “Serdar Bey, sizi ...’den arıyorum. Burada, büyük dedenizden kalma bir arsanızın olduğunu biliyor musunuz?


Hürriyet İK, 08.12.2013





1 yorum:

  1. Bu konuyu hergün masaya yatırıyorum, ama şansın yinede kovalanarak elde edilen bir "unsur" olmadığının kanısına varıp yine masadan kalkıyorum.. Haftasonu Ali Sabancı ile yapılmış röportajı okudum; ve şu cümleyi sarfettim ; bende Sabancı olsam Sabancı Holding'ten hisselerimi cebime koysam gitsem 10 uçak alsam "şans"ı iyi kullanmış olur muydum ?!?!

    YanıtlaSil