22 Mart 2013 Cuma

Bana kime itibar ettiğini söyle…



Babamın bir iddiası vardır:
Beni bir memlekete götür, bir köprünün üstüne çıkar, yarım saat insanların nasıl araba kullandığına bakayım, o toplum hakkında iyi kötü bir fikir sahibi olabilirim, der.
Aynı şekilde, ben de diyorum ki, medyanın kime itibar ettiğine bakarak, (medyanın ve dolayısıyla) toplumun kalitesi hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.
Medya toplumun aynasıdır diye bir laf vardır. Yani toplumun gerçekçi bir fotoğrafını yansıtır.
Gelişmiş ülkelerde, aynı medya toplumun kalitesini yükseltmek gibi pedagojik bir misyona da sahiptir.
Bizde değil. Daha oraya gelmedik.
Bizde medya toplumun sadece ‘aynası’ değil ‘aynısı’ olmakta ısrarlıdır.
*
CNN Türk’te Aykırı Sorular diye bir sohbet programı var.
Salı akşamı sunucu karşısına Nihat Doğan’ı almış, “Karl Marx’ı kendinize yakın buluyor musunuz?” gibi zahir aykırı sorular soruyor; muhatabı da “Siyaset hep ideoloji tapıcıların elinde kalmış” gibi laflar ediyordu.
(Nihat Doğan’ı size tanıtmama gerek yok sanırım. Sada Sayan’ın televizyon kanallarında gezdirdiği genç sevgilisi olarak çıktığı şöhret yolculuğunda siyaset ve felsefe yorumculuğuna kadar ilerlemiş.)
Ayaklı Gazete diye bir televizyon ödülü varmış. Ömür Gedik’in sunduğu sinema programına ‘En iyi kültür sanat programı’ ödülünü vermişler.
Bu iki vesileyle çok sevindim.
Türk medyası demek ki artık gerçek kültürel değerlerimizin farkına varmaya başlamış.
Çünkü halkımızın, ve halkımızın kültür seviyesini temsil eden medyanın hokkabazdan ve madrabazdan hoşlanmak gibi kötü bir sicili vardır.
Nerede bir hokkabaz-madrabaz doktor, jeolog, inşaat mühendisi, ilahiyatçı, avukat varsa, arar bulur, cımbızla çıkarırız.
Geleneksel meslekler yetmezse, hokkabaz-madrabaz kontenjanımızı hacı-hocayla, medyumla yahut maç yorumcusuyla doldururuz.
Bunları gazetemizin vitrinine yani birinci sayfasına, kanalımızın en çok reyting alan programlarına layık görürüz.
Bunlara program sundurur, köşe açarız.
Yeniden yükselmek için önce dibe vurmak gerektiğine inanılır.
Ya dibiniz esnekse?
Yahut vurabilecek bir dibiniz bile yoksa?
*
Bunları niye söylüyorum?
Çünkü hokkabaz-madrabazperverlik şirket yönetimlerinde de yaygın.
Kimi patronlar, işleri göz boyamaktan, yapar gibi yapmaktan ibaret pek çoğuna itibar ediyorlar.
Çünkü bunların (boşuna hokkabaz demiyorum) bir işi de, eğrisine doğrusuna bakmadan, patronun her ağzından çıkana Hadisi Şerif muamelesi yapmak, ‘Aman ne güzel düşünmüşsünüz’ diye ikiye katlanmak. Patrondan çok patroncu olmak.
Tabii bu arada (boşuna madrabaz demiyorum) ‘Aaaa cambaza bak’ diye patronun cüzdanını götürmek.
Tanıdınız mı?
O zaman uzatmayalım...
Bana kime itibar ettiğini söyle, sana nasıl bir toplum olduğunu söyleyeyim.
Bana kime itibar ettiğini söyle, sana nasıl bir patron olduğunu söyleyeyim.


Hürriyet-İK, 24.03.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder