3 Mart 2013 Pazar

Ya mutabasbıs ya ilişki yöneticisi



Kasım 2002’de, Hürriyet internette anlatmıştım. (*) 

Ankara treninin vagon-restoranında karşıma düşen bir ‘önemli bürokrat’ Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidara getiren seçimlere bir hafta kala, almaya hazırlandığı pozisyonu bana “Ak Parti gelirse mutabasbıs, CHP gelirse ilişki yöneticisi oluruz” diye anlatmış ve “Sahi, bir hükümet gidip yenisi gelince, ne yapıyorsunuz? Daha doğrusu tasfiye olmamak için ne yapmak gerekiyor?” soruma şöyle cevap vermişti:

- Bak kardeşim, madem sordun, bu işin sırrını sana söyleyeyim. Dediğin gibi Ak Parti gelirse Hasan kardeşin (kendinden bahsediyor) mutabasbıs, CHP gelirse ilişki yöneticisi...
Mutabasbıs (ya da mütebasbıs) Arapça’da ‘yaltaklanan, dalkavukluk eden’ hasılı ‘yalaka’ demekmiş. Yani adam diyordu ki, eğer Ak Parti iktidar olursa, ona yalakalık ederiz, çaresiz.
İlişki yöneticisi’nin mealini ise bana bir bankacı açıklamıştı:
Banka, çalışanları nezdinde bir araştırma yapmış. Dikey ve düşey, yani ast-üst ilişkileriyle, aynı seviyedeki personelin kendi arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu araştırmışlar. Astların üstleriyle ilişkisi % 80 oranında ‘yalakalık’ şeklindeymiş.
- Peki, diye sordum bana bunu anlatan bankacıya, herhalde raporda ‘Bankamızda ast-üst ilişkileri yalakalık üzerine oturmaktadır’ diye yazılmadı. Yalakalığın bilimsel adı neymiş? 
Söyledi: İlişki yönetimi!
*
Yukarıdaki yazıdan bugüne geçen 10 yılda, yaptığım görevin de yardımıyla, pek çok yönetimi ve yönetim değişimini izleme imkanım oldu. İtiraf edeyim ki, kurumlarda odaklanmış ‘ilişki yönetimi uzmanları’ beni hayran bıraktı.
Tepe yöneticiler çok kaba bir tasnifle ikiye ayrılır: (A) Ehliyeti olanlar ve (B) olmayanlar.
Ehliyeti olan adam gibi ‘yöneticiler’dir.
Ehliyeti olmayanlar, şu veya bu şekilde, bir kurumun, bir şirketin tepe noktalarına kadar yükselmiş, ama yönetim için lazım yetenek, bilgi ve tecrübeye sahip olmayan ‘idareciler’dir.
Bunlar da kendi içinde ikiye ayrılır. (1) Kendi eksikliğini, yetenekli, bilgili ve tecrübeli yardımcılarla telafi eden nispeten dürüst ve akıllılar ve (2) kendinden de beter ‘yönetemeyiciler’le çalışmayı tercih edenler. Ya insan seçmekten bile aciz olduklarından ya da yardımcılarının bile gölgesinde kalmaktan korktuklarından. Genelde her iki sebepten.
İşte bu B2 tipi patronların/tepe yöneticilerin çevresinde bir ‘ilişki yöneticisi’ halkası meydana gelir. Geldiği yeri ve burada tutunabilmeyi mesleki bilgisine ve becerisine değil, tepe yöneticiyle iyi ilişkisine borçlu olan bir grup. 
Patronun / CEO’nun her dediğine ‘aman efendim ne güzel düşünmüşsünüz’ diye alkış tutan; en saçma ve yanlış kararını bile asla ama asla tartışmayan; sadece onun duymaktan hoşlanacağı şeyleri söyleyen; şirket yansa, asla kendi durumunu zayıflatacak bir adım atmayan; tek işi patronun gözündeki yerini ve altındaki koltuğunu korumaktan ibaret ve bunun için yapmayacağı alçaklık olmayan... hasılı dört dörtlük ‘ilişki yöneticileri’.
Bunlar, yönetim değiştiği zaman da inanılmaz bir sürat ve manevra kabiliyetiyle, yeni patronun etrafına malum şey böceği gibi üşüşürler. Artık yeni yöneticiye göre, başarırlar veya başaramazlar. A tipi veya B1 tipi yöneticiyse şansları yoktur. Ama yeni gelen de B2 tipiyse yerlerini koruyabilirler; en azından yeni patron ‘özgün ilişki yöneticisi kadrosu’nu oluşturana kadar.
Ama her halde (kurumun veya sermayenin rengine göre) ‘tabasbusat’ veya ‘ilişki yöneticiliği’ Türkiye’de her zaman geleceği olan bir meslektir.

(*)  Hürriyet-internet, 03.11.200


Hürriyet-İK, 03.03.2013





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder