Hürriyet'in haber başlığı 'Papadopulos'un nebbaşı' diyordu.
Sabah gazeteleri okurken başımı kaldırıp - aslında kendi kendime - 'Nebbaş kelimesinin kökü nedir acaba?' demiş bulundum.
Daha ben, Ferit Develioğlu'nun Osmanlıca Türkçe Lûgat'ına davranana kadar, durumdan vezife çıkaran gençlerden biri internete girmiş, Google'u açmış, 'nebbaş' diye yazıp sorgulamıştı bile.
Ekrana 10 adres geldi. Sırasıyla:
1-Vikisözlük
2-eksisozluk
3-Müzik Grubu - Ana sayfa
4-Mumsema İslam Arşivi
5-uludagsozluk
6-rockistan.tk
7-itusozluk
8-otomatikportakal.com
9-herkesdinlesin.com
10-birgulerdev-deretepe-blogspot.com
*
Google'u kuran iki Amerikalı gencin 'cinyıs' olduğunu, milyarla dolar kazandığını, Google'un (hükümetleri endişelendirecek kadar) yaygın ve en hızlı ve en derin arama motoru olduğunu biliyorum.
Ama aramanın hangi kriterlere göre yapıldığını, ekrana gelen adreslerin neye göre sıralandığını bilmiyorum. (Serdar Devrim diye aradığınızda mesela, eksisozluk, tumgazeteler, facebook, linkedin, uludagsozluk ve vidolama çıkıyor karşıma. Niye?)
Bir tuhaflık olduğu ortada...
Ama, yukarıdaki 'en uygun' (!) 10 cevaba bakınca, genelde arama motorlarının kültüre, öğrenmeye hatta bilgiye ulaşmaya hizmet ettiğinden ciddî şüphe duyuyor insan.
Bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça ve hızlandıkça, yani bilgi demokratize oldukça... cehalet tabiîleşiyor ve yerleşiyor. İnternetin içine doğan gençler, mesela sorduğunuz bir kelimenin anlamını (sizin sormanız gerekiyor çünkü onlar merak etmiyorlar) eksisozluk'ten arıyorlar, Türk Dil Kurumu'ndan değil.
Ne düşünmeli? Bu duruma üzülmeli mi, yoksa 'Sanki internet olmasa açıp sözlüğe mi bakacaklardı? Buna da şükür!' diye sevinmeli mi?
Herhalde (b) şıkkı daha gerçekti. Daha dürüst.
*
1990'ların ortalarında ISO 9001 belgesi almaya çalıştığımız günlerde, haberlerde kullanılan dile de biz düzen, bir standart getirmek umuduyla, Ömer Asım Aksoy'un yazım kılavuzunu temel kaynak olarak seçmiş ve her gazeteciye bir tane dağıtmıştık. Çünkü işi gücü Türkçe yazmak olan meslektaşlarımın hiçbirinin elinin altında ansiklopedi, sözlük yahut yazım kılavuzu yoktu. İhtiyaç bile duymuyorlardı.
Bir iki istisna dışında, dağıttıklarımız, sayfası açılmada n kayboldu gitti.
Demem şudur ki, gençleri kültürsüzlükle suçlamada n evvel, bunların abileri, babaları kim diye sormakta yarar var.
Var ve bu sualin dürüst cevabı 'Armut dibine düşer' olmalı. Ve umut etmeli ki...
Herkesin önünde / dizinde / cebinde bir bilgisayar ve internet gibi inanılmaz bir imkan varken, iyi kötü, kullanılacaktır.
Yarın, mutlaka dünden daha iyi olacaktır!
NOT: Söz internetten açılmışken... Yapılan bir araştırmaya göre, Fransa'da, 'internette ulaştığım bilgiler yüzünden bir adayı reddettiğim oldu' diye itiraf eden insan kaynakları uzmanı oranı yüzde 14 imiş. Bu oran İngiltere'de yüzde 41, ABD'de yüzde 70 imiş.
Ve birinci sırada gelen gerekçe: 'adayın yaşam biçimi ve kişiliği hakkında tereddütlere sebep olacak yorumlar, fotoğraflar veya videolar.'
Serdar Devrim, Hürriyet-İK 14.03.2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder