Lafın mucidi Chateaubriand galiba.
De la monarchie selon la Charte adlı kitabında 'kraldan fazla kralcı' lafını o kullanır.
Bir de 'Papa'dan daha Katolik olmak' şekli var ki, yaygın değildir, pek bilinmez.
Nereden aklına geldi, diyeceksiniz.
Fetullah Gülen Zaman gazetesinin bir yazarının üzerinden gönderdiği mesajında, 'fetullahçı' olduğu söylenen savcıların, polislerin aşırılıklarından rahatsızlığını belli ediyor, 'Biz de özeleştiri yapmalıyız' diyor ve 'Bunları benim için yapıyorsanız, ben tasvip etmiyorum' demeye getiriyordu.
Yani 'Fetullah'tan fazla fetullahçı' görünmeye çalışanları uyarıyordu.
Her kurumda, her şirkette böyle kraldan fazla kralcılar vardır.
Bunlar bazen, üstlerinin (şirketlerinin) çıkarını koruduklarını düşünerek ve bu yolla yerlerini sağlamlaştıracaklarını umarak çalışanları ezenlerdir.
Bunlar bazen, çalışanların 'aldıkları ücretin yaptıkları işe fazla bile' olduğunu düşüne(bile)nlerdir.
Bunlar bazen kendilerinden başka herkesin 'ölmeyecek kadar yaşamasını' doğal karşılayanlardır.
(Dikkat edin bakın, şirketlerin 'para işleriyle' uğraşanlarda bunlardan çok vardır. Patronun parasıyla patrondan daha cimri olurlar.)
Ne yazık ki genelde üstleri tarafından takdir edilirler.
Genellikle kötü niyetlidirler.
Ama içlerinde 'iyi niyetle' kraldan fazla kralcılar da vardır.
Motivasyonları nedir? Ne olabilir?
*
Keşke psikoloji bilsem de cevap versem. Ama...
1-Kralın (patronun, müdürün) gözüne girme arzusu olabilir. Ki en yaygın izah budur.
Ben sana o kadar bağlıyım ki, bak, senin menfaatlerini senden daha iyi korumak için yapmayacağım şey yok, bana güvenebilirsin!
2-Patronun kendisinden bunu beklediği vehmi olabilir. Ki birinci şıkla hemen de aynıdır ve ne yazık ki bu 'kuruntu' genellikle 'haklı'dır.
Vur demeden vurmalıyım, kır demeden kırmalıyım. Söyleyerek yaptıktan sonra ne kıymeti var. Zaten bazı şeyler yüksek sesle söylenmez...
3-İnsanları hor görmek olabilir.
Daha ne istiyorsun, sana bir iş vermişler, kadronu yapmışlar, eee?
4-Herkesi hırsız ve kötü niyetli görme hastalığı olabilir.
İnsanlar fıtraten kötüdür; kaytarmaya çalışırlar, hak etmediklerini almaya çalışırlar. Sürekli kollamak ve korunmak gerekir.
5-Aptal olmadıklarını ispat gayreti (kompleksi) olabilir.
Yemezler, bana yutturamazsınız. Hani Hababam Sınıfı'nda bir hoca vardır 'Ben kopya çektirmem, ben kül yutmam!' diyen...
6-Otoritesini gösterme arzusu (kompleksi) olabilir.
Her önüme gelene evet diyeceksem, beni bu göreve niye getirdiler, bana bu yetkiyi niye verdiler?
7-İnatlaşma, insanlara hayır demekten zevk alma olabilir. Ki yukarıdakiyle bağlantılıdır.
Her istediklerine evet dersen, tepene çıkarlar...
8-Aşırı mükemmeliyetçilik olabilir.
Bana bir görev verildi, sonuna kadar yaparım.
*
İnsanların böyle (sevimsiz) bir role soyunmasının sebebi bazen bu saydıklarımdan biri, genellikle birden çoğudur.
Ama kabahati sadece bireylere atamazsınız. Bu bir arz-talep meselesidir.
Asıl sorgulanması gereken şudur:
Kurumlar, şirketler neden 'kraldan fazla kralcı'lara ihtiyaç duyar?
Bunları niye doğurur ve besler?
Bunları niye doğurur ve besler?
Serdar Devrim, Hürriyet-İK 10.04.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder