Kim Kimdir 2011'de yer alan (Avrupalı) 22.000 kişiyi temsilen 2.067'siyle bir anket yapmışlar.
Bu 'başarılı' insanlara 'başarı nedir?' diye sormuşlar.
Tabii başarı, ölçülmesi çok zor bir kavram.
Kişiye, mekana, zamana ve dolayısıyla geçerli değer hükümlerine göre değişir.
Bugünün Türkiye'sinde başarı, mesela, parayla ve maddiyatla ölçülüyor.
Başarının ölçüsü binilen cipin yerden yüksekliği, kol saatinin üzerindeki pırlanta sayısı olunca, haliyle, alanında dünya çapında bir yere sahip profesör, okuma yazma özürlü komşusunun karşısında haliyle 'başarısız' kalıyor.
Değer hükümlerini sonradan görmeler, magandalar ve onlara özenen 'kanaat önderleri' (haçan gazeteciler ve televizyoncular da kanaat önderi mi sayılıyor yani?) belirleyince, normal.
Bunun sebebini eski yazılarda çok tartıştık sizinle.
2.067 başarılı Avrupalı'ya 'başarı nedir' diye sormuşlar, diyordum.
Özetle, 'Başarı = Çok çalışmak ve zorlukları aşma kapasitesi' demişler.
Kadınlar bu ikinci faktöre erkeklerden daha çok vurgu yapmışlar.
Çünkü meşhur 'cam tavan' sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde kadınların yükselmesine engel.
Ayrıca, başarıda rol oynayan diğer faktörler, tesadüf (% 78), yaratıcı bir tabiat (% 63), sağlam içgüdüler (% 57), meraklılık (% 56), riske girme kapasitesi (% 55), çıkarını-hesabını iyi bilmek (% 35) imiş.
*
31 Aralık saat 23.59 ile 1 Ocak saat 00.01 arasında ne değişir? Takvim. Sadece takvim.
Ama hepimiz, sanki bir dönüm noktasıymış gibi, sanki yılbaşında bir şeyler değişebilirmiş gibi, yeni yılda beklentilerle, heyecanlarla, umutlarla gireriz. Belki de buna ihtiyacımız var.
Önümüzdeki yıl mutlaka... diye notlar alırız.
İşinde başarılı olmak da en büyük hayallerimizden biridir.
Tabii mesai başlayıp işe gömülünce, hayat 'normale' döner, hayaller, sözler, projeler, unutulur gider.
İzninizle, Gamlı Baykuş da bir haftalık bir ateşkes yapsın, bu pazar içinizi karartma görevini başkalarına bıraksın.
Çünkü muhtemelen siz, şu 2 Ocak Pazar sabahı bu yazıyı okurken (ve ezici bir çoğunluk sabah sabah gazete okuyacağına televizyonlarda ebleh bir çiftleştirme programı seyrederken) hâlâ içinizde yeni bir yıla girmenin kıpırtısını hissediyor olacaksınız.
Endişe etmeyin, geçer!
Çok değil yarın sabah, bir şirkette çalışıyorsanız müdürünüz ya da bir mesai arkadaşınız; kendi işinizin sahibiyseniz bir müşteriniz, size dünden bugüne değişen bir şey olmadığı hatırlatır.
Ve devaaaam!
*
Çalışan veya çalışmaya çalışan insanlara hitap eden bir mecrada yazdığıma göre, ben de size 2011 yılında 'başarılar' diliyorum.
Ama ben ben olmaya devam ettiğime göre, ısrarla, çalışma hayatında başarılı olmak iyidir, hayatı doya doya yaşamak, 'istediği gibi' yaşamak çok daha iyidir diyorum.
Sizin başarınızı ölçmede kullanılan değer hükümlerini başkasının belirlemesine izin vermeyin.
Başarıyı yanlış ölçüyle tartan geçerli kültür(süzlüğ)e bakıp kendinizi yargılamayın, küçümsemeyin, bedbaht olmayın.
Darda kaldığınızda, biraz Polyanna'cılık oynamaktan korkmayın.
Çok söylendi biliyorum, ama mutluluk, gerçekten, varılmak istenen yer değil, yolculuğun kendisidir, unutmayın!
Christopher Morley'ye inanın:
Bir tek başarı vardır, istediği gibi yaşamak!
Bir tek başarı vardır, istediği gibi yaşamak!
Serdar Devrim, Hürriyet-İK 02.01.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder