15 Nisan 2012 Pazar

İlkellik (ya da) Beni bitiren tespit

Bugün lafı her zamankinden daha çıplak ve çiğ söylememe izin var mı?
*
Bir zamanlar bir vakıf üniversitesinde ders verdim.
Sonunda, rektör beye çıkıp görevi iade ettim:
- Türk gençliğine olan inancımı, Türkiye'nin geleceğine olan güvenimi kaybetmek üzereyim.
Öğrenciler felaketti.
Bu vesileyle rektöre sordum:
- Artık sadece merakımı gidermek için... Gazeteci sıfatıyla burada 6 sömestr ders verdim; konum da 'Dünyada ve Türkiye'de gündem' idi. Lakin iletişim fakültenizden tek bir öğrenci bile seçmedi dersimi. Acaba niye?
Araştırdılar. Sonunda dekan hanım biraz utangaç itiraf etti:
- Biz Serdar Bey'in dersini 3 senedir iletişim öğrencilerine açmayı unutmuşuz da!..
Bari üniversitelere olan güvenim daha fazla zedelenmesin diye dar attım kendimi dışarı...
(Bir kere daha söyleyeyim: Kabahat sadece gençlerde değil. Asıl, eğitim sistemini çağın şartlarına uyduramayanlarda. Ama bu ayrı bir konu.)
*
3 aydır gazeteye kendi kullandığım araçla geliyorum.
Babamın bir sözü vardır.
Bir toplum hakkında hızlı ve doğru bir intiba edinmek istiyorsan, bir üstgeçide çık ve bir 15 dakika nasıl araba kullandıklarına bak’ der.
Uzun bir aradan sonra, Türkiye'nin en büyük ve en gelişmiş kentinde, kentin en işlek güzergâhlarından birinde, sabırla ve hayretle seyrettiğim sürücülerin ortak noktasının ne olduğunu çok düşündüm: İLKELLİK!
*
Başkalarının hakkını ihlal etmeyi hak;
Kurallara uymayı zaaf, uyanı aptal;
Üç şeritli yolda 5 şerit yaparak trafiği kitlemeyi, emniyet şeridini ihlal etmeyi, kırmızı ışıkta geçmeyi, beş metre öne geçmek için sürekli şerit değiştirmeyi uyanıklık;
Yüzsüzlük ve arsızlıkla kuralları çiğnerken, ufukta bir üniforma görünce, yüzsüzce va hayasızca kendini sol şeride atmayı gayet doğal addetmek...
Saygısızlık, görgüsüzlük, utanmazlık, bencillik...
Bunların hepsi ilkelliğin sonuçları ne yazık ki...
*
Ne yazık ki diyorum çünkü...
Bu insanları, bunların yetiştirdiği çocukları paranız varsa okutabilirsiniz.
'Eğitim tüketimi ekonomisi' üzerine kurulu soygun düzeni ve abuk sabuk sınav sistemi sayesinde - sahi, futbola şike karıştırdığı iddia edilenler çete suçundan tutuklanırken üniversite ve memur sınavlarında şike yapanlar hâlâ koltuğunda oturuyor bu memlekette - bakkal dükkanı açar gibi açtığınız üniversitelere de gönderebilirsiniz.
Ama eğitemezsiniz.
Zaten görüyorum...
Çok para kazandığı ve görgüsüzlük sembolü haline gelen en büyük siyah cibe bindiği için kendini kurallardan ve herkesten üstün zannedenlerin çoğu, sözde 'okumuş çocuklar'.
Okutmak çare değil, eğitmek gerek.
Bunları eğitemezsiniz.
İçlerindeki ilkel eğitilmez.
Geçenlerde, bu konularda dertleştiğimiz bir arkadaşım, benim son umutlarımı da yerle bir eden bir gerçeği vurdu yüzüme:
Bugün geldiğimiz noktada öğretmenlerin ve eğitmenlerin kusuru büyük: İnsanlarımızı eğitmeyi beceremediler’ diyesi oldum.
Bugün insanları, senin o eğitemediğin insanlar eğitiyor artık’ dedi.
Abartmayalım...


Serdar Devrim, Hürriyet-İK 17.07.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder