15 Nisan 2012 Pazar

Toplumsal hafıza

İki haftadır, Hürriyet Avrupa'nın yaptığı ve Hayriye Mengüç'in bizim için derlediği 'Gurbetçi' dizisini yayımlıyoruz.
Bu vesileyle bir kez daha düşünüyorum da...
Toplumsal hafıza ve geçmişten ders çıkarmak, gelişmiş ülkelerin hayran olunası bir vasfı.
Bu da ancak tek tek bireylerin ve aydınları vasıtasıyla toplumun, yaşadıklarını idrak etmesi, araştırması, düşünmesi, paylaşması, soğukkanlılıkla tartışması ve çıkardığı dersleri bir sonraki kuşaklara aktarmasıyla mümkün.
Bunun şartlarından biri de, tabii ki, insanın (ve toplumun) gerçeklerle yüzleşmeye cesareti olması.
Binanın üst üste koyulan tuğlalarla yükselmesi gibi (iğrenç bir didaktik benzetme oldu özür dilerim!) toplumlar da ancak her kuşağın, bir öncekinin bilgi ve kültür birikiminin üstüne bir şeyler koymasıyla gelişir.
İnşallah biz de bir gün böyle gelişen bir toplum olacağız.
*
O zamanki adıyla, ilk Alamancı'nın gurbete çıkışının üzerinden 50 sene geçti.
Batılı bir ülke olsa, (çoğu) daha adam gibi okuma yazma bilmezken, hayatında kasaba bile görmeden, elinde tahta valizi kara trene atlayıp 50 saatte dilini, örfünü adetini bilmediği bir ülkeye, Kölün'e, Münşen'e çalışmaya giden milyonlarca insanın akılalmaz macerası yüzlerce öyküye, romana, filme konu olurdu.
Yine böyle 50 yılda köyden büyük kentlere göçen milyonlarca insan; çeyrek asırdır süren ve binlerce çocuğumuzun ölümüne, hayatının kararmasına sebep olan Güneydoğu'daki savaş...
Daha eskilere gidelim, Kurtuluş Savaşı gibi, resmi tarihe yedi düvele ve emperyalist ülkelere karşı verilmiş muhteşem savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş 'efsanesi' ve bunu takip eden var olma ve kalkınma mücadelesi...
Hepsi hepsi 3-4 tane o da çocuksu roman...
Ve bütün bilgimiz ve kültürümüz Turgut Özakman'ın Şu Çılgın Türkler'inden ibaret.
Ekmek Tekkesi dizisindeki Heredot Cevdet Tarihi misali!
Adam gibi 10 tane Mustafa Kemal biyografisi sayamazsınız.
Türkiye'nin 2.Dünya Savaşı (Milli Şef-faşizan) dönemi; 27 Mayıs; öğrenci olayları ve 12 Mart; 12 Eylül...
Hani?
Üniversitede dersime giren öğrencilere sorardım, 27 Mayıs'ı duyan bile yoktu.
12 Eylül'ü de bir yerden duymuşlardı da, ne olduğunu şimdi tam hatırlayamıyorlardı.
Tamam, gençler şöyle, gençler böyle de...
Biz anlatmazsak, nereden bilecekler?
Hafızası olmayan ve geçmişten ders çıkarmayı bilmeyen toplumlar aynı hataları tekrarlamaya ve ilkel kalmaya mahkumdurlar.
Yukarıdaki konuyu bir yere bağlayamadığım, uzadıkça tadının kaçtığını fark ettiğim ve Burcu'nun (Özçelik) benden 60 satır yazı istemesi sebebiyle, kalan yeri doldurmak üzere bir şeyler bulmak zorundaydım. Bundan istifade, kalan yeri faydalı bir şekilde dolduralım bari: Hangi bankaya gitseniz, işlem 2 dakika sürüyor. Somali'li boncuk çocuklar ölmesin!..


Serdar Devrim, Hürriyet-İK 14.08.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder