Zeynep'in (Mengi) hazırladığı kapak haberini okurken düşündüm...
İsa'dan sonra 742-814 yılları arasında yaşamış Frank ve Lombard Kralı, Kutsal Roma-Germen İmparatoru Şarlman tarafından tesis edildiği söylenen eğitim sistemi,bugün, iki bin küsur yıl sonra, okul yaşında olan ve adına Y yahut Z denilen kuşaklar için hâlâ etkili ve faydalı mıdır acaba?
Babaları, dedeleri için faydalı mıydı, o da başka ya...
*
Şarlman nereden çıktı, diyeceksiniz.
Fransız şarkıcı France Gall'in yalancısıyım.
1964'te hit olan parçasının sözleri ‘Bir gün okulu icat etmek, yaşamak için bize sadece perşembe ve pazar günlerini bırakmak, bu çılgın fikir kimden çıktı acaba? Allah selamet versin Şarlman'dan...’ der. ‘Çiçekler açan sakalını okşayıp okulu icat edeceğine, ava veya savaşa gitseydi, her gün okula gitmek zorunda kalmazdık biz de...’
*
Şaka bir yana, bugünkü, okula dayalı eğitim sisteminin mucidi kimdir, bilmiyorum.
IQ'suna, algılama ve öğrenme kapasitesine, ilgi ve istidatlarına, beklentilerine (normalde, yani Türkiye'de ‘Cumhuriyetçi bir milli eğitim’ sistemi olsa) geldikleri sosyal ve kültürel çevreye bakmaksızın, 6-7 yaşından 21-22 yaşına kadar, en az 15 yıl boyunca milyonlarca çocuğu, 40'ar, 50'şer kişilik sınıflara tıkmak, başlarına bir öğretmen dikmek ve Jean-Louis Servan-Schreiber'in dediği gibi, bugünün dünyası için hayatî bilgileri mesela doğru beslenmeyi, sağlıklı yaşamayı, zamanı kullanmayı, cinselliği ve çocuk büyütmeyi, tabii yeni teknolojileri filan öğretmek yerine ‘sus, otur, sağa bakma, sola bakma, konuşma, gülme, gülümseme...’ diye diye Pasarofça Antlaşması'nda düşmana kaç düka altını verdik, Mitoz bölünme ile mayoz bölünme arasındaki fark nedir, Sahra altı Afrika'da hububattan neler yetişir, türündren hayatta her zaman lazım bilgileri beyinlerine tıkalamak...
Tabii, Türkiye'ye has,sorgulamak ve aklını kullanmak, analiz ve sentez kabiliyetini geliştirmek, merak etmeyi ve öğrenmeyi, okumayı, yazmayı, konuşmayı teşvik etmek yerine sadece ‘çıkması ihtimali olan sorunun cevabını’ ezberleyip 4-5 seçenekten birini seçmeye dayalı eğitim düşmanı sınav sistemini de ekle buna...
*
Neticede, trilyonlar, katrilyonlar, inanılmaz bir mesai ve emek harcayarak ömrünün en güzel 15 yılını boşuna harcamış, ne adam gibi bir genel kültür almış, ne bir alanda uzmanlaşabilmiş, gizli veya resmî işsizliğe, uygun ve mutlu olmadığı işlere ve üç kuruşa mahkûm, üstelik ekonominin ve şirketlerin beklentilerini bile karşılamayan yükselen yeni nesiller yetiştiriyoruz.
*
Eleştirmek kolay, ne öneriyorsun, diyeceksiniz.
En azından, tarafları bir araya getirip, bu meseleyi tartışamaz mıyız?
Mevcudu düzeltmek için değil. Havanda su dövdüğümüz ve ’alt komisyonlar kurmak için komisyon kurduğumuz’ artık yeter.
‘Daha iyi bir eğitim sistemi hâyâl edilemez mi?’ diye devrimci bir soru sormak için!
Serdar Devrim, Hürriyet-İK 11.10.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder