14 Nisan 2012 Cumartesi

Hepimiz yolsuzuz!

Atasözleri ve deyimler, milletlerin kafa yapısı ve yaşam felsefesi hakkında aydınlatıcıdır.
Mesela, ‘her koyun kendi bacağından asılır’ veya ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ yahut ‘inceldiği yerden kopsun’ Türkçe'nin en manidar atasözlerindendir.
Acaba başka bir dilde ‘bal tutan parmağını yalar’ diyen, yolsuzluğu, suistimali, yiyiciliği, zimmeti, hırsızlığı tabii hatta bir hak olarak gören bir atasözü var mıdır?
Haa, diyeceksiniz ki ‘Bu atasözü bal tutanın parmağını yalamasını haklı göstermiyor; tespit ediyor, hatta eleştiriyor...’ Peki sizce sokaktaki adam bunu eleştiri olarak mı kullanıyor? Sanmıyorum. Öyle olsaydı, Özal'ın dilimize soktuğu ‘köşeyi dönmek’ deyimini bu kadar benimsemezdik. Öyle olsaydı, kimi seçilmişleri ‘tamam, adam yiyor ama, Allah için iyi çalışıyor’ diye övmezdik.
*
Yıllardır savunurum: Türkiye'de yolsuzluklarla başa çıkamazsınız, çünkü biz, toplum ve birey olarak bizatihi yolsuzuzdur alimallah. (Türk Dil Kurumu'na göre yolsuz: Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız.) Aslında bakmayın, yolsuzlukla mücadeleye o kadar da önem vermeyiz. Mücadele eder gibi yapar, etmeyiz.
Hemen karşı çıkmadan, içtenlikle, dürüstlükle cevap verin:
* Alkollü araç kullanırken yakalandınız. Aracınız bağlanacak, ehliyetiniz gidecek. Polise rüşvet verip kurtulmayı dener misiniz?
* Alışveriş yaparken, ‘Fiş almazsam ne kadar olur?’ diye sorduğunuz oldu mu?
Yani hepimiz rüşvet almaya da vermeye de, vergi kaçırmaya da pek bir teşniyiz!
Aşağıdaki anket, bu tespitimi doğruluyor ne yazık ki.
*
Ernst & Young'ın, 22 Avrupa ülkesinde 2.246 yönetici ve çalışanla yaptığı Avrupa Yolsuzluk Anketi 2009'un sonuçlarına göre, deneklerin % 55'i önümüzdeki birkaç yıl içinde kurumsal yolsuzlukların artacağını düşünüyor. Türkler'in tahmini % 67.
Ama asıl çarpıcı olan bir diğer soruya veriler cevaplar.
Soru: Ekonomik sıkıntı döneminde şirketi kurtarmak için aşağıdaki uygulamalardan hangileri sizde kabul edilebilir?
* İşi almak/kaçırmamak için para ödemek
22 ülkeden, nakit rüşvete cevaz verenlerin ortalaması % 25. Türkiye'de % 53!
* İşi almak/kaçırmamak için kişisel hediye vermek
Toplam % 24 - Türkler % 49
* İşi almak/kaçırmamak için yedirmek, içirmek, ağırlamak (entertainment)
Toplam % 19 - Türkler % 32
* Şirketin finansal verileriyle oynamak
Toplam % 8 - Türkler % 10
* Hiçbiri/kabul edilemez
Toplam % 41 - Türkler % 18
*
Hâsılı, gözümüzde amaç aracı meşru kılıyor. Fena halde. Sakın ‘Kriz ahlâkımızı bozdu’ demeyin. Suçu krize atmayın. Hoca'nın dediği gibi, biz kriz olmadığı zamanı da biliriz! Dücane Cündioğlu aynı konuyu işlediği bir yazısını (*) konuyu tabii bir hadise bağlayarak, ‘Ey talib! (...) sen kendin önce amellerini değil, niyetlerini hesaba çek; zira Cenab-ı Aşk da senin önce 'niyetlerini' hesaba çekecek!’ diye bitiriyordu.
Demek durum ümitsiz, çünkü niyetimiz bozuk!

(*) Yenişafak, 18.06.2005

Serdar Devrim, Hürriyet-İK 28.06.20098

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder